29 Haziran 2010 Salı

"Aşk sizden kaçıyor!" Yürü git lan bi mıncırırım seni görürsün gününü


Bir test çözdüm az önce.

İş arası kafa dağıtma testi.

Testin adı: Gerçek aşkı bulabilecek misiniz?

Neyse testin adı sanı möhöm deeel.

Bomba olan çıkan sonuç.

Tüm yorumu yazmıycam, en alıcı cümleyi aynen kopyalıyorum! Zaten beni bilen anlar!

Elmayra'nın kediyi sevmesi gibi yaklaşıyorsunuz aşka. Canını çıkarıyorsunuz, boğuyorsunuz, nefes almasına izin vermiyorsunuz.

Bu arada aşk benden kaçıyormuş. Vah vah vah....

21 Haziran 2010 Pazartesi

Şeytan diyor ki....

Sanıyorum bu kadar yememe rağmen obez olmayışımın nedeni eğlenmeyi sevmemdir. Nassı yaniii? Şöyle ki, zıp zıp zıplarım her yerde, hoplamayı bıdı bıdı konuşmayı severim. Böylece noluyoor, hopp kaloriler gidiyor.

Evet efenim ayrıca da hiçbir zaman sevdiğim bir şeyden utanmam. Ortaokuldan beri hayatıma damgasını vurmuş olan Queen'in The Show Must Go On şarkısını vücudumda dövme olarak taşırken bir yandan da Serdar Ortaç'ta eğlenmesini bilirim.

Bugüne kadar türlü çeşit eleştirilere maruz kaldım. Hala da kalıyorum. Yok müzik zevkim ne kadar da alakasızmış, hatta müzik zevkim bile yokmuş, falan filan türlü çeşit zırvalar. Sonra bu sabah dedim ki dur ya ben bi Blog'umdan basın açıklaması yapıyım.

Evet ne diyorduk, Serdar Ortaç'ta eğlendiğim için populer kültür krosu, müzikten anlamayan oldum, arabesk dinlediğimde varoş oldum, ıyyy iğrenç oldum.

Oldum da nooldum. Ben şu tarz müzik severim, yok bilmem neyin konserine gittim diye kasım kasılan ahali, hayatınızda bir kere amaaan etraf ne derse desin diyip gönlünüzce eğlendiniz mi?

Bence hayır! Ama ben eğlendim. Cuma gecesi sağolsun canım patronum, brom, Refiğim beni Serdar Ortaç konserine gönderdi. Evet Serdar Ortaç'a bayılırım. Ohhh "Hayaaat beni neden yoruyosuuuuun "diye anıra anıra coştum. Pamuk gibi oldum! Üstüne de canım ruh ikizim Deniz'im beni kulise götürdü, bir güzel de Serdarcığımla muhabbet ettim.

Nooldu? Aaaa ama müzikten anlamayan bir şahsiyet olarak iğrenç bir şey yaptım di mi?

Pardon da bugüne kadar nice partilerde, nice özel günlerde, o cool müziklerle mal mal takılan grupları bu girdaptan çıkaran da bendim. Başlarda kasım kasılan DJ'e kolbastı çaldırıp, bir de üstüne güzel güzel oynatan da bendim.

Önceleri aman yaa saçmalama diyenleri, eller havaya yaparken görmedik mi gördüüüük. Sonunda çok eğlendik beee diyenleri görmedik mi? Gördük!

E ben daha ne diyim size?

Sözün özü, müzikten anlama işini müzisyenlere bırakalım da boş yere kasılmayalım, kulağımıza hoş gelen, o anki ruh halimize uygun şarkıları dinleyelim, dinletelim.

Hayat kısa onu bunu eleştireceğimize eğlenmemize bakalım!



Bu arada unutmadan Serdarcığım ne de güzel söylemiş "Binlerce dansöz var!!!!!"


1 Haziran 2010 Salı

Eski sporculardan kim kaldı ki? Tey tey teeeey


Spora başlıyorum. Hı hı evet ben, başkası değil.

Ben ki küçüklüğümden beri ailem tarafından spor hayatının içine sokulmaya çalışılıp, dışında kalan insan. Ben ki kendimi yormak yerine yan gelip yatmayı pek seven insan! (annem genelde insan değil malak der ama neysss..)

Küçükken 3 kere basketbol kursu maceram var ki, lisans almak üzereyken hep tatile çıkmayı tercih ettim. Noooldu sonra, bir sonraki sene yeni baştan başladım. Böyle sürüp giderken sonunda bizimkiler pes ettiler. Ohh dedim dünya varmış.

Çilem bitti mi sandınız? Hayıııır. Voleybol ve tenis hayatım da oldu, olmadı değil. Ancak onlardan da köşe bucak kaçtım.

Şimdi geçirdiğim kötü günlerin ardından küllerimden yeniden doğma sürecindeyim. Sağlıklı yaşam, kendimi enerjik hissetme ve daha rahat bikini giymek (asla asıl amaç bu değil) adına fitness hayatına adım atıyorum.

Evet adım atıyorum, zira ben koşmayı sevmem!