30 Haziran 2009 Salı

Korkunun ecele faydası yok


Tatilde ne kadar ve neler yediğimi yazmaya o kadar tırsıyorum o kadar tırsıyorum ki o kadar olur yani...

Bulanık fotoğrafla amacım sadece kafa bulandırmak. Tabağım aslında boş, hiçbir şey yemiyorum ki ben, mahsusçuktan yer gibi yapıyorum, hem meze kilo aldırmaz ki, ayrıca diet kola içtim, zaten ekmek kadayıfı kalmamıştı yiyemedim, bla bla bla...


23 Haziran 2009 Salı

Kendi cezamı kendim kestim


Sen tut gırtlağını haftalarca, gir iyidiyet moduna, sonra tatile çıkmana bir hafta kala koyver gitsin. Oh ne ala walla!

Kızdım ben kendime çok kızdım. Madem bozdum iyidiyetli halimi, tatilde mide fesatı geçirene kadar yemek yeme cezası kestim kendime. Göreyim günümü canım ;)

19 Haziran 2009 Cuma

Diyete inanma diyetsiz de kalma



Tavşan buldum mu kaçırmam hemen bir diyet çektiririm. Seviyorum bu tavşanları yahu, bakınız bana ne çekti :)

Diyet miyet takma kafana
İhtiyacın yok verme kilo daha
Sana güzel bir yol göründü
3 vakte kadar gidiyorsun bir kebapçıya

16 Haziran 2009 Salı

Gel pisi pisi

Hava bir hayli sıcaktı, okullar tatil olmuş (ortaokulda mıydım lisede miydim hatırlamıyorum), ben evde bir güzel yatmış televizyon seyrediyorum. Televizyonda ne mi var? Bir önceki yazıda andığımız sevgili Baskül Ailesi.

O dönemler biskuvili pasta denemeleriyle bozmuştum kafayı. Bu sıcaklarda iyi gider düşüncesiyle limonlu muhallebi eşliğinde biskuvili pastamı yapmışım, soğutmuşum, ters çevirmişim limonun verdiği ferahlıkla gnam gnam diye yiyorum (bir dilim değil tabiki komple). Bir yandan da vicdan tık tık atıyo, yiyoruz kocaman pastayı ama hadi bakalım kilo almasak bari şeklinde.

Derken beklediğim dizi başladı. Bölümün konusu ve bir cümlelik açıklaması ekranda belirdi ve benim içimi limondan da ferah bir şey kapladı.

KİLOLAR KEDİ GİBİDİR. NE KADAR UZAĞA BIRAKIRSAN BIRAK YİNE SANA GERİ DÖNERLER.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Kıroyum emmmee kalori bende

Zenginlik parayla olmaz, hiç kandırmayalım kendimizi. İnsanı zengin gösteren aldığı ve vermediği kaloriler sonucu oluşan göbektir.




Bırakın böyle kötü diyeti

Karşınızda hayatıma damgasını vurmuş en şahane dizinin müziği - Baskül Ailesi

Not: Dikkat güldürürken baya da bir düşündürür benden söylemesi :)

Hiç takmam umursamam
Yemek seçmem zayıflamam
Can boğazdan geçer madem
Diyetlerle uğraşmam

Guruluyuz ve de mutluyuz
Çünkü biz biraz kiloluyuz
Kadın olmak çok zor zanaat
Allah'a şükür etli butluyuz

Sebze mebze bi nebze gliserin diyeti
Bırakın böyle kötü niyeti
Bizim böyle sorunumuz yok
Karar verdik biz kestik diyeti

Rejim diyet hak getire
Yazık bu bedene
Şişmanlık sultanlıktır
Hiç işim olmaz baskülle

12 Haziran 2009 Cuma

Diyetibozuk biri değil miyim acaba?

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. 2 haftadır iyidiyetli davranıyorum. Ama ömür törpüsüymüş baştan söyliyim. Ne sosyal hayat kaldı ne de etrafımda sevenim. Bi yere gitsem yok ben onu yemem, yok bu çok kalorili bence sen de yeme diye diye insanlar benden kaçacak iyice. Tedirginim, örselendim, ertelendim.

Olayı dramatik halinden çıkartırsak evet insan kilo verdikçe rahatlıyo, hafifliyo, kendine güveni geliyo. Hatta bi ara bel bölgemde eriyen bıngıldaklara ayrılık hediyesi olarak akrostiş şiir bile yazasım geldi. Ama bi baktım BINGILDAK uzun kaçtı akrostiş şiir için.

İnsan sevdiğinden ayrılınca gider iki bira çakar di mi. Sakınnnn! Bira kaç kalori biliyo musun sen? Yanında tuzlu fıstık, yok cips, ay dur madem içiyoruz vuralım dibine, usta bizim kızarmış patatesler noldu, içtik içtik acıktım gidelim midye dolma tezgahına dadanalım. Ohoooo naaptın sen ya, uçtun gittin. İyisi mi git çikolata ye keyfin yerine gelsin, serotonin falan salgılarsın. Oppsss bu da olmadı çikolata ve diyet. Naaptım gittim bi salatalık (11 kalori) yedim teselli ettim kendimi.

Ama gelgelelim yaşama sevincim nerde, hani o baklavanın şerbeti ağzının kenarından akarken duyduğun haz, hani adananın acısından yandığında buz gibi ayrana saldırmanın verdiği telaş, hani en fazla kaç çöp şiş sığar bu lavaşa hesap kitapları... Ne anladık bu işten? Ne demişler iyilik yaap at denize, balık bilmezse halik bilir. Kanımın son damlasına kadar dayanmaya çalışıyorum (siyah üzüm yiyim ben kan yapar). İyidiyetimi kaybetmiycem. Yok yok yılmak yoook.

DİYETTEN DÖNENİN KAŞIĞI KIRILSIN! (pilavı çağrıştıran bu cümleden sonra yazarımız pilav yapmak için telaşla tereyağı, pirinç vs tedarik etmek için blogdan ayrılır, artık bir daha ne zaman yazarsa o zaman okursunuz)


10 Haziran 2009 Çarşamba

Yemek için Yaşamak için Yemek

Yok düşünüyorum düşünüyorum hayatın sırrı yemekte. Evet artdiyetli düşünüyorum, evet yaşamak için yemek yiyenlerden değil, yemek için yaşayanlardanım. Evet buna rağmen diyet girişimlerim hiç bitmiyor.

Evet bu feci bir çelişki. Ama zaten bu çelişkide boğulmasam neden yazıyım ki bu blogu? Giderim adam gibi yaparım diyetimi, veririm kilomu, mutlu mesut hayatıma devam ederim.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Catwalk mode on!

Herkes ister fıstıkkk gibi vücudu olsun, sokakta yürürken catwalk modu hep açık olsun, ne biliyim bi yerlerde yemeğe gittiğinde "Bana sağdeceee salataaa, bir de diyet colaaa" diyebilsin. Yok ama olmayınca olmuyor.

Açık söyliyim öyle sürekli bana sadece bi salata diyen insan evladından da pek hazzetmem. Neden canım ülkemin nimetlerinden faydalanmıyorsunki? Bu topraklarda ne ustalar yaşıyor, o mukaddes eller Adana, kaşarlı pide, baklava, kadayıf vs. (say say bitiremem bunu kısa keselim) ne kebaplar ne tatlılar yapıyor. Neden kısıtlayasın salatayla kendini. Ya da illa salata diyorsan git kısır ye bari. Caesar salata da neymiş, nerden tanıyosun Sezar'ı ne zaman bu kadar samimi oldun diye sorarlar adama!


7 Haziran 2009 Pazar

Artdiyetliysem suç bende mi?

Artdiyetliyim evet bu blogu da o yüzden açtım. Herkes bilsin ne kadar artdiyetli olduğumu. Ömrüm boyunca öyle ciddi bir kilo sorunum olmadı. En fazla 10 kiloya ulaşmış fazlalıklarla uğraştım durdum (Kemiklerin kalın bu arada hahah duy da inanma). Kah incecik oldum, kah bir anda 7 kilo aldım. Ama sanırım asıl beynim de bir fazlalık var ki o bölge sadece yemek odaklı düşünsün, diyetle kafayı bozup sonra yapamasın diye. O bölüm çok güzel çalışıyor saolsun.

Bu blogda değişik diyet girişimleri, ya da diyete hiç girememenin püf noktalarını bulabileceksiniz. Bu arada diyetisyenler kızmasın ama hiç hoşlanmıyorum kendilerinden. Her zaman kendi derdime kendim derman oldum. Mesela pazartesi sabahı giriyodum diyete, öğle yemeğinde bozuyodum, yemek bitince yine giriyodum, sonra akşam yemeğine kadar yine diyet, yemek yerken bozi yine gir. Mis gibi değil mi? Sorarım böylesi varken neden daha fazla ödeyesiniz? (tahmin ediyorum bir diyetisyenin muayene ücreti 150tl vardır). Dedim ama artdiyetliyim, hiç kızmayın diyetisyenleri kötülüyor bilmem ne diye.

Gelgelelim, enteresan girişimlerim, muhtelif zamanlarda hızlı kilo veriş-alışlarım oldu. Yemek yemeyi çok seven bir bünyem, diyeti reddeden bir beynim var. Sonra dedim ki bir bloga dökeyim ben bunları. İlerde 50 kilo fazlam olduğunda harakiriden hemen önce okur feyz alırım. Bu nedenle de......

(Saatlerimiz 11:55'i gösterirken öğle yemeği vakti gelmiştir ve blogumun ilk yazısını tamamlamak mı yemek mi, hah bu da soru mu? Kalın sağlıcaklaaaa)