19 Ekim 2010 Salı

Terbiyemi takınmak istiyorum

Dün sabah işe gelirken canım Hamsiköy sütlacı istedi. Ama var ya nasıl istedi anlatamam. Bir insan teeeee 2004'te Karadeniz gezisinde yediği sütlacı bunca yıl unutmaz mı arkadaş?

Yok unutamıyorum. Allah kimseyi böyle iştah kabartan hafızayla terbiye etmesin.



15 Eylül 2010 Çarşamba

Bence de kapat sen zaten :(


Bunu yapmıycaktın Mado, olmadı bu hiç iyi olmadı :(

Ya biliyosun ki Diyetisyene gitmeye başladım. Ve yine biliyosun ki 24 Eylül'de 2. randevum var.

Ve bence çok iyi biliyosun ki hayatta dayanamayacağım kutsal 3'lüyü bir araya getirmen benim için dayanılmaz bir zulüm.

Bal + Börek + Kaymaklı Dondurma

Bu arada sen üstüne alınma sakın BalBörek, ben Mado'yla konuşuyorum. Yoksa seni çok seviyorum biliyorsun :)))))

*böğür böğür ağla....

2 Eylül 2010 Perşembe

Misyonumu kaybettim! Künefe dersem çık ortaya misyoooon


Oooooof oooofff kocaman bir offf.

Bu da oldu sonunda.

DİYETİSYENE GİTTİM!


He walla gittim. Elimde bir dosya kağıdı ve üstünde yiyeceklerim yazıyor. Buzdolabının üstüne yapıştırdım.

Bakalım bir ay sonraki randevumda sonuçları paylaşırım.

Ama siz siz olun, diyet falan yapmayın. Walla bak. Yiyin be hayat kısa...

Diyet mutsuz eder adamı. Bakınız yazı stilimden bile mutsuzluk fışkırmıyür müüü?

29 Haziran 2010 Salı

"Aşk sizden kaçıyor!" Yürü git lan bi mıncırırım seni görürsün gününü


Bir test çözdüm az önce.

İş arası kafa dağıtma testi.

Testin adı: Gerçek aşkı bulabilecek misiniz?

Neyse testin adı sanı möhöm deeel.

Bomba olan çıkan sonuç.

Tüm yorumu yazmıycam, en alıcı cümleyi aynen kopyalıyorum! Zaten beni bilen anlar!

Elmayra'nın kediyi sevmesi gibi yaklaşıyorsunuz aşka. Canını çıkarıyorsunuz, boğuyorsunuz, nefes almasına izin vermiyorsunuz.

Bu arada aşk benden kaçıyormuş. Vah vah vah....

21 Haziran 2010 Pazartesi

Şeytan diyor ki....

Sanıyorum bu kadar yememe rağmen obez olmayışımın nedeni eğlenmeyi sevmemdir. Nassı yaniii? Şöyle ki, zıp zıp zıplarım her yerde, hoplamayı bıdı bıdı konuşmayı severim. Böylece noluyoor, hopp kaloriler gidiyor.

Evet efenim ayrıca da hiçbir zaman sevdiğim bir şeyden utanmam. Ortaokuldan beri hayatıma damgasını vurmuş olan Queen'in The Show Must Go On şarkısını vücudumda dövme olarak taşırken bir yandan da Serdar Ortaç'ta eğlenmesini bilirim.

Bugüne kadar türlü çeşit eleştirilere maruz kaldım. Hala da kalıyorum. Yok müzik zevkim ne kadar da alakasızmış, hatta müzik zevkim bile yokmuş, falan filan türlü çeşit zırvalar. Sonra bu sabah dedim ki dur ya ben bi Blog'umdan basın açıklaması yapıyım.

Evet ne diyorduk, Serdar Ortaç'ta eğlendiğim için populer kültür krosu, müzikten anlamayan oldum, arabesk dinlediğimde varoş oldum, ıyyy iğrenç oldum.

Oldum da nooldum. Ben şu tarz müzik severim, yok bilmem neyin konserine gittim diye kasım kasılan ahali, hayatınızda bir kere amaaan etraf ne derse desin diyip gönlünüzce eğlendiniz mi?

Bence hayır! Ama ben eğlendim. Cuma gecesi sağolsun canım patronum, brom, Refiğim beni Serdar Ortaç konserine gönderdi. Evet Serdar Ortaç'a bayılırım. Ohhh "Hayaaat beni neden yoruyosuuuuun "diye anıra anıra coştum. Pamuk gibi oldum! Üstüne de canım ruh ikizim Deniz'im beni kulise götürdü, bir güzel de Serdarcığımla muhabbet ettim.

Nooldu? Aaaa ama müzikten anlamayan bir şahsiyet olarak iğrenç bir şey yaptım di mi?

Pardon da bugüne kadar nice partilerde, nice özel günlerde, o cool müziklerle mal mal takılan grupları bu girdaptan çıkaran da bendim. Başlarda kasım kasılan DJ'e kolbastı çaldırıp, bir de üstüne güzel güzel oynatan da bendim.

Önceleri aman yaa saçmalama diyenleri, eller havaya yaparken görmedik mi gördüüüük. Sonunda çok eğlendik beee diyenleri görmedik mi? Gördük!

E ben daha ne diyim size?

Sözün özü, müzikten anlama işini müzisyenlere bırakalım da boş yere kasılmayalım, kulağımıza hoş gelen, o anki ruh halimize uygun şarkıları dinleyelim, dinletelim.

Hayat kısa onu bunu eleştireceğimize eğlenmemize bakalım!



Bu arada unutmadan Serdarcığım ne de güzel söylemiş "Binlerce dansöz var!!!!!"


1 Haziran 2010 Salı

Eski sporculardan kim kaldı ki? Tey tey teeeey


Spora başlıyorum. Hı hı evet ben, başkası değil.

Ben ki küçüklüğümden beri ailem tarafından spor hayatının içine sokulmaya çalışılıp, dışında kalan insan. Ben ki kendimi yormak yerine yan gelip yatmayı pek seven insan! (annem genelde insan değil malak der ama neysss..)

Küçükken 3 kere basketbol kursu maceram var ki, lisans almak üzereyken hep tatile çıkmayı tercih ettim. Noooldu sonra, bir sonraki sene yeni baştan başladım. Böyle sürüp giderken sonunda bizimkiler pes ettiler. Ohh dedim dünya varmış.

Çilem bitti mi sandınız? Hayıııır. Voleybol ve tenis hayatım da oldu, olmadı değil. Ancak onlardan da köşe bucak kaçtım.

Şimdi geçirdiğim kötü günlerin ardından küllerimden yeniden doğma sürecindeyim. Sağlıklı yaşam, kendimi enerjik hissetme ve daha rahat bikini giymek (asla asıl amaç bu değil) adına fitness hayatına adım atıyorum.

Evet adım atıyorum, zira ben koşmayı sevmem!




21 Mayıs 2010 Cuma

KEDİLİADAM


Yine bi yerlerde içki sofrasına oturmuş içiyoruz. Ben, dayım ve dayımın oğullarım ve kızlarım diye sevdiği asistanları, kısaca bir grup doktor ve ben...

Aklıma nerden geldiyse şöyle sordum. "Dayı insan kanser olduğunu anlayabilir mi?" Dayım ise her zamanki üslubuyla şöyle cevap vermişti: "Kızım boşver sen bunları, o kadar kolay anlayamazsın. Yarın ölecek gibi yaşamaya bak sen!"

Bundan yaklaşık 1 yıl sonra bir akşamüstü işten eve dönmüştüm. Annem aradı. “Dayın emar çektirmişti, sanıyorum kötü bir durum var, hemen anneannenlere gel...” dedi.

Ve böylece o dev gibi adama asla konduramadığımız hastalıkla 16 ay sürecek mücadelemiz başladı.

Bazen umutlar tükendi… Bazen mucizelere inandık...

O yalnızca benim dayım değil aynı zamanda çok da iyi bir arkadaşımdı. Onu tanıyan tüm arkadaşlarımın da Gökhan Dayısı.

Gitmeden 2 gün önce konuşmuştuk. Bizi duyuyordu. Ama gözlerini açamıyor, cevap veremiyordu. Sadece elimizi sıkarak iletişim kuruyordu.

Ben de dayımın ellerinden tuttum. Madem öyle biz de seninle böyle konuşalım dedim ve ellerini sıkıca tutup gözlerimi kapadım. Tıpkı onun yaptığı gibi içimden konuştum. Asla yalnız kalmayacağını, bir gün gitse bile hep yanımızda olacağını, hep yanında olacağımızı söyledim. Biliyorum ki duydu söyleriklerimi…

16 ayın sonunda bir pazar sabahı hastane odasında beyaz örtüsünü kaldırıp son bir kez öptüm. Artık dedemin yanına gidiyordu.

Biliyorum ki 3 nesil artık bir arada. Dayım, dedem ve dedemin babası. Üçü de Edirne'li, üçü de içti mi sağlam içenlerden. İnanıyorum ki oralarda bir yerlerde birlikte tıpkı eskiden olduğu gibi güle oynaya rakılarını tokuşturuyorlar.

19 Mart 2010 Cuma

Tepesi fiyonklu söylemler



Olmuyooooor! Yok kurtarmaz wallahi bak!

Fazla kilo ile ilgili türlü çeşit kelimelerin şeklini değiştirip, ters yüz edince kilolar sempati kazanmıyor. İnsan daha zayıf olmuyor.

Kişi neyse o!


Koca göbek - Göbüş
Kilolu insan - Tombiş / Balık Etli / Kemikleri kalın
Şişman yanaklar - Tontiş yanaklı
Büyük kalça - Yemek & salça ikilisinden zaten yola çıkmayalım, yoksa kendi kendizi rezil edersiniz. (bilmeyenler için: yemeğin salçalısı kadının kalçalısı iyidir!)
Şişman kollar - Zengin gösterir
Büyük beden kıyafetler - Büyüyünce de giyersin! Buna yuh ama daha ne büyüyecektin pardon?


Bu liste daha da uzar yani, yok efendim yan yağlarım çıkmış demeyelim de can simidi diyelim, yok bacakları kalınlaşmış demeyelim de bak pantalonu iyi dolduruyo diyelim.

Yok yaaa bunun yaşlılığı var daha. Asıl o zaman aynaya bakarken altını bi doldurursun, şaşar kalakalırsın walla.

17 Şubat 2010 Çarşamba

Yine gelin özletmeyin emi!



Zor olanı seçiyorum, oooohhh sefam olsun.

Veda etmek zordur evet ama ben ediyorum. Evet belli bir süreliğine ayrılmamız gerekiyor.


Kimden mi?


Buyrun o zaman listeyi:


- Hoşçakal "Tombik Pide arası Döner"

- Belki bir gün yine görüşürüz "Pizza"

- Seni çok özliycem "İskender"

- Benden daha iyilerine layıksın "Big Mac"

- Hayatımda başka biri var(Eti Form ürünleri) "Künefe"

- Artık sana aşık değilim "Şeftali Reçeli"

- Üzgünüm ayrılmalıyız "Börek çeşitleri"

Yazara not (Kendime ayar) : Edicim sen kimi kandırdığını sanıyorsun? Başlıktan yakın zamanda yukarıdakilerle yeniden buluşma ihtimalini anlamadın mı sanıyorsun!