30 Ekim 2009 Cuma

Bu sefer İyiDİYETİMİZLE mutlu olmak yerine İyiNİYETİMİZLE mutlu edelim!


Öncelikle bu linke göz atmanızı önemle rica ediyorum.


Ben de gönüllü olmak istiyorum, bir şeyler yapmak istiyorum derseniz iletişime geçelim. Yapacak çok şey var. Birlikte büyüyelim...


Şimdiden okuduğunuz için teşekkür ederim.


Daha fazla bilgi için LÖSEV

Alışveriş yaparak katkıda bulunmak için LÖSEV ISPANAK


Not: Lütfen yazıda yer alan tüm linkleri dikkate alınız.

26 Ekim 2009 Pazartesi

Madem öyle bol bol badem ye!


Benim bir zulam var. Evet evet şahane bir zula hem de.
Yatağımın hemen dibinde, komidinin üst çekmecesinde.

Güzel de bir sistemim var. Akşamları yatağımda kitap okurken, bir elimle kitabı tutmaya devam edip, diğer elimle çekmecede duran paket paket bademlerimi yiyebiliyorum.

Bunu anlattığım bir arkadaşım sağolsun bu sabah bana bir mesaj attı.

Mesaj aynen şu şekilde:

Televizyon'da diyetisyen kilo almak isteyen kadınlara anlatıyor: Gece yatmadan 10-15 tane badem yiyin mutlaka kilo alırsınız.

Sabah sabah uyku sersemi mesajı okuyunca kilo alıcam diye korkmuştum ki, aklıma geldi:

Ben gece yatmadan 10-15 badem yemiyorum ki, en az 20 tane yiyorum. Bu durumda beni bağlayan bir durum yok ortada.

Ohhh beee nasıl rahatladım anlatamam!




Not: Yukarıda görmüş olduğunuz pişmiş kelle yazı içinde beni temsil etmekte olup, kendisi özünde annemin elleriyle yapmış olduğu bir tuzlu kurabiyedir.

7 Ekim 2009 Çarşamba

Diyeti bozarsan öcüler yer seni!


Amanın da ne güzel zayıflamışım. Yok efendim ne şahane diyet yapıyormuşum. Artık akşam yemeği niyetine sadece süt içiyormuşum. Derkeeeen bakın başıma neler geldi.

Efendim olay şöyle cereyan etti. Kendimi takdir ettiğimden gayrıııı, dedim ki bir kereliğine kendimi güzel bir akşam yemeğiyle ödüllendiriyim. Ama çooaaak önemli bir noktayı atlamışım. Bunun daha gecesi varmış.

Akşam saat 11 sularında güzzeeeel bir yemek yedim. Eve gittim. Her normal insanın yaptığı gibi uyumaya çalıştım. Ama ne zamandır akşam yemeğine alışık olmayan bünyeyi azıcık sarsmışım sanki.

Sonrasında televizyona dizi olsa 3 sezona yetecek kadar malzemeye sahip kabus silsilesine maruz kaldım. Her yarım saat başı gördüğüm kabustan uyanıp, "Ohhh kabusmuş" diyip yine uyudum. Sonra yine uyandım, "Ohhh neyse ki bu da kabusmuş" diyip yine uyudum derken bir baktım sabah:

"Eyvah ben zombi olmuşum :(

Şimdi sorarım sana! Neyine senin ödül falan ha neyine?

Bir daha diyeti bozmak mııı?

Tövbeeee duymamış olayım edi!

1 Ekim 2009 Perşembe

En Zayıf Halka! Hayır Fil Değil Mecazi Anlamda Halka

Eneee metrobüse mi biniceeeez, haydi kızlar diyete o zaman! Ama dikkatinizi çekerim bu sefer ArtDiyetli olmayı önermiyorum kesinlikle. Herkes İyiDiyetli olacak! Kim demiş ki en zayıf halka olmak her zaman kötüdür diye?

Zira can yoldaşım, arkadaşım Ayşacül ile metrobüs yolculuklarımızdan anladığım kadarıyla ne kadar zayıfsan, hayatta kalma şansın da bir o kadar yüksek oluyor.

Hepimiz formda olalım ki yolculuk sırasında ezilme büzülme ihtimalimiz azalsın. Malum metrobüsler kalabalık, az yer kaplarsak rahat rahat yolculuk ederiz. Ama nacizane şunu öneriyorum: Zayıflarken bel bölgesinde bir miktar can simidi bırakalım ki olur haa düşersek koruyucu görev üstlensinler.

Ayrıca yaw çok kilo aldım bu aralar, spora mı başlasam ne diyosanııııııız, işte size muhteşem fırsaaat :)

Metrobüsün en kalabalık olduğu saatlerde kendimize bir direk belliyoruz. Asılabildiğimiz kadar asılıyoruz. Sonrasında en keskin virajda direğe asılaraktan bacaklarımıza güç veriyoruz, böylece su kayağı yapabilmek için küçük alıştırmalarımız başlamış oluyor. Bu etabı geçtikten sonra artık denizde sporunuz yapmaya başlayabilirsiniz.

Söylemeden geçemiyciğim, Metrobüs sayesinde trafikte oyalanmadan süratle eve gittiğim için akşam yemek yediğim saat de 7 oldu :) Yani 8'den sonra bir şey yemeyerek de diyetime katkıda bulunabiliyorum.

Not: Bu yazıda görsel kullanılmamıştır. Tamamen hayal gücünüze bağlı takılabilirsiniz. Artık konserve mi düşünürsünüz, balık istifleri mi o size kalmış!